Kocaeli Eczacı Odası Danışma Meclisi

                                                                                                     05/04/2007

 

          

 

                        Kocaeli  Eczacı Odası Danışma Meclisi 05/04/2007tarihinde :

TEB Olağanüstü Kongresi toplanmasına yönelik çağrılar, sağlıkta tasarruf politikalarının ilaç ve eczacılığa olumsuz yansımaları ilaç temininde yaşanan sorunlar ve sahte ilaç yolsuzluğu eczacının BUT’na bağlı yaşadığı sorunlar ve ödeme gecikmeleri SGK Kanununa ilave kanunun 4. maddesinin görüşülmesi, gündemi ile toplanmıştır.

Toplantıda yapılan değerlendirmeler ekte  yer alan sonuç bildirisi ile bilgilerinize sunulmuştur.

 

                                                                       31. BÖLGE KOCAELİ ECZACI ODASI

                                                                                     YÖNETİM KURULU

 

                                                                                                                                                                                                                                                                      05/04/2007

 

KOCAELİ ECZACI ODASI DANIŞMA MECLİSİ

SONUÇ BİLDİRİSİ

 

I-Genel Durum :

 

Yıllardır siyasi iktidarlarca sürdürülmekte olan politikaların sonucu ilaç sosyal bir ürün olmaktan çıkarılmış, mal fazlası, iskonto, vade gibi ticari spekülasyonlara açık bir ürün haline getirilmiş, ithal ilaç tükettiğimiz ilacın % 50 sine ulaşmış ve ulusal ilaç sanayi hızla yabancı tekellerin eline geçmiştir.

Bu gelişmeler ilacın temininde eczacıyı ilaç tekellerinin insafına bırakırken; eczaneler dağıtım kanallarınca kategorize edilerek çok ilaç alımı yapan eczaneler çok kazanır,az ilaç alımı yapan eczaneler az kazanır hale getirilmiştir.

İlaç Fiyat Kararnamesi ile uygulamaya konulan kademeli olarak eczacı meslek hakkı uygulaması sonucunda; Eczacının meslek hakkı %20’den  dolaylı olarak ortalama % 17’ye indirilmiştir

Yaklaşık iki yıldan bu yana ilaçta tasarruf politikaları sonucu ilaç fiyatlarında yaşanan düşüşler eczacının sırtına yük olarak bırakılırken ilaç üreticileri ve ithalatçıları ile dağıtım kanalları ortaya çıkan negatif değeri paylaşmamışlardır.

Uygulanmakta olan  BUT ve sosyal güvenlik kurumlarının keyfi ve detaylı uygulamaları ile eczacı karşıladığı ilaç bedellerini zamanında alamadığı gibi ilaç bedellerini tam olarak alması da hayal olmuştur.

Sosyal Güvenlik Kurumlarının; ilacın prospektüs bilgisinde yer alan teşhis  ile hekimin reçeteye yazdığı teşhisin uygun olmaması halinde reçetede yer alan ilaç bedelini ödememesi, karşı karşıya olduğumuz güçlüklerin en küçük örneğidir.

İlaçların BUT ile geri ödeme koşullarının tespitinde bilimsel veriler yanında tasarruf amaçlı olarak ülke genelinde ilaç kutu satış  miktarı ve Pazar payının ön plana geçtiği izlenimi oluşmaktadır.

Bu gelişmeler eczacıyı-hekimi- hastayı ve sosyal güvenlik kurumlarını karşı karşıya getirmekte ve pek çok soruna zemin oluşturmaktadır.

Ortaya çıkan kaos ortamının yarattığı kriz eczacının birey olarak aşamayacağı boyuta ulaştığında ise çoktan iş işten geçmiş olmaktadır. En son İstanbul’da  yaşandığı gibi eczacının yaşadığı krizden rant elde etmeyi amaç edinenler sahte ilaç ve ilaç yolsuzluğu girişimlerine; çoğu zaman  haberi bile olmadan eczacıyı alet ederek, kimi zaman da ne yazık ki eczacıyı da ortak ederek, eczacının çaresizliğini kullanmaktadırlar. Ortaya çıkan olumsuzluk, boyutları küçükte olsa tüm meslek mensuplarını zan altında bırakmaya yetmektedir.

Yaşadığımız bu kaos ortamı istenilen düzeyde bir ilaç ve eczacılık hizmeti oluşturmayı olanaksız hale getirmektedir.

Sonuçta eczaneler ilaç ticarethanelerine dönüşmekle, eczacı da bir sağlık meslek mensubu olmaktan çıkarılarak mesleğine hızla yabancılaşmak ile karşı karşıyadır.

Tüm bu olumsuzluklar hepimiz tarafından görülmekte, görülmekle kalmayıp her gün çeşitli biçimleri ile yaşanmaktadır. Ancak ne yazık ki TEB Merkez Heyeti, örgütün ve eczacının feryadına ve uyarılarına uzun süredir kulaklarını kapamış ve görmezden gelmektedir.

Son TEB Kongresi’ nde Demokrat Eczacı Odaları kimliği ile ortak hareket eden Eczacı Odaları, TEB Merkez Heyeti’nin kayıtsızlığına karşı İstanbul’da düzenledikleri miting ile eczacının sesini ilgililere,yetkililere ve kamuoyuna duyurmuşlardır.

 

Ancak seslerini bir tek TEB Merkez Heyeti’ ne duyuramamış olmalılar ki Merkez Heyeti sorunların çözümü konusunda halen ciddi bir çaba ortaya koymamaktadır.

Demokrat Eczacı Odaları’nın Antalya’da 27 Ocak 2007 tarihinde miting ve sonuçlarını değerlendirdikleri toplantıda  Kocaeli Eczacı Odası toplantıya katılan Eczacı Odalarının  TEB Merkez Heyetini,  Olağanüstü TEB Kongresi’ ni Toplamaya davet etmeleri görüşünü açık biçimde ifade etmiştir.Ancak ortak görüş Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı talep edilmesi olarak ortaya çıkmıştır. Kocaeli Eczacı Odası’nın  ilgili organları da alınan karara saygı göstermişlerdir.

Ancak Antalya toplantısından kısa bir süre sonra İstanbul Eczacı Odası’nın on delegesi Eczacı Odalarının  Kongre Delegelerine, TEB Seçimli Olağanüstü Kongresi talebinde bulunduklarını ifade eder bir yazı ulaştırarak kendilerine destek verilmesini talep etmişlerdir.

Kocaeli Eczacı Odası’nın tüm kararlarında  olduğu gibi bu kadar ciddi ve sorumluluk gerektiren bir konuda da Kongre Delegeleri’nin kendi Oda Organlarında tartışmadan bir görüş oluşturmak alışkanlıkları bu güne kadar olmamıştır. Kocaeli Eczacı Odası’nın  TEB örgütü içinde ortak görüşleri çerçevesinde birlikte hareket ettiği odaların ortak tavrı olarak ortaya konulmadığı taktirde Olağanüstü Kongre talebi de dahil hiç bir bireysel harekete katkı ve destek vermemesi, bu güne kadar ortaya koyduğu ilkeleri gereğidir.

İyi niyetler taşıdığından  kuşku duymadığımız Olağanüstü Kongre talebine ilişkin bu tavır, kuşku yok ki ortak eylemlilik içindeki Demokrat Eczacı Odaları birlikteliğini sekteye uğratmayacaktır.

Ancak, bu birlikteliğin meslek sorunlarını çözecek bir örgütsel yapıya kavuşmak noktasında kişisel ve kurumsal kariyer beklentilerinden arınarak yoluna devam etmesi gerektiği de ortadır. Kocaeli Eczacı Odası izleyeceği yolda kişilere ve ahbap çavuş ilişkilerine dayanan yöntemleri kesinlikle benimsememektedir. Doğru olanın yapılması için hem kendisini hem de içinde bulunduğu yapıyı eleştirebilme becerisine sahiptir. Mesleğimiz üzerinde oynanan bunca oyun varken zaman zaman sert ve keskin çıkışlar yapılması gerektiğine de inanmaktadır.

SGK Kanununa ilave kanun 23-Mart-2007 tarihin de yayınlanmış olup eczacılar SGK’ na verdikleri hizmetin bedelini tahsil etmek konusun da yeni bir oldu bitti ile karşı karşıya bırakılmışlardır. ÖRNEKLEME  YOLUYLA İNCELEME  diye adlandırılan ve nasıl uygulanacağı belli olmayan yeni kontrol yönteminin yeni sorunlar doğuracağı endişesi taşınmaktadır. Kanun yayınlanana kadar  TEB Merkez Heyeti, ne uyarmış, ne bilgilendirmiş, ne görüş açıklamış, ne görüş almıştır. Yine eczacıyı kaderi ile baş başa bırakmıştır.

II- Sonuç :

 

Ülkede sağlık alanında uygulamaya konan neo-liberal politikalara karşı sessiz duran, hatta bu politikaları destekleyen, eczacının sorunlarına duyarsız kalmayı sürdüren TEB Merkez  Heyeti  fiili olarak eczacıları temsil yeteneği noktasında kendisini gözden geçirmelidir.

Siyasi iktidar ve SGK uygulamalarda sürekli yaptığı değişiklikler ile bir yandan  halkın ilaca ulaşmasını engellerken, bir yandan da  eczacının karşıladığı reçete bedellerinin ödenmesinde haksız kesintilere zemin oluşturmaktadır. Eczacıları hasta ile karşı karşıya bırakan bu durum halkın gözünde eczacının güven kaybetmesine neden olmuştur.

İlacın sosyal bir ürün olma özelliğini kaybetmesine neden olan ve ilacı metalaştıran; ticari uygulamalar red edilmeli,  eczacının ihtiyaçlarına yanıt verecek ölçüde her reçete ayrıca reçeteli veya reçetesiz sunulan her bir kutu ilaç için  ödenecek eczacı meslek hizmet bedeli uygulamasına geçilmelidir. Bu sayede ilaçlar daha da ucuzlayacağı gibi

eczacı ilacın metalaşması sonucu ortaya çıkan kirlenmeden kendini koruyacak; eczacılığı tehdit eden sermaye hareketlerinin önü de kesilmiş olacaktır.

Örnekleme yolu ile inceleme olarak adlandırılan yeni kontrol yöntemi tüm meslektaşlarımızı ucu açık yeni bir iskonto ile karşı karşıya bırakabilecektir. Bu nedenle uygulama biçimi netleşmeden  tarafımızca kabul edilmesi olanaksızdır. Eczacının aleyhine gelişecek uygulamalara karşı Kocaeli Eczacı Odası Yönetim Kurulu, tüm kadroları ile gerekli her türlü tavrı alacaktır.

Mevcut örgütsel durumu ve genel mesleki sorunları değerlendirmek ve çözümlerini oluşturmak konusunda Demokrat Eczacı Odaları’nın daha hızlı ve kararlı hareket etmeleri gereği de ortadadır. Kocaeli Eczacı Odası Yönetim Kurulu’nun bu amaçla zaman yitirmeden gerekli çağrıları yapması ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

Tüm meslektaşlarımızın ve meslek örgütümüzün bilgilerine sunarız.

Saygılarımızla.

                                                   

19 Nisan 2007 - Okunma Sayısı : 1881